8 Temmuz 2016 Cuma

Safran

SAFRAN

Sonbaharda çiçek açan ve 20-30 cm yüksekliğe ulaşabilen soğanlı bir bitkidir. Mor renkli bitkinin çiçeklerinde üç tepecik vardır ve şu her derde deva ve dünyanın en pahalısı olarak bilenen safran baharatı da işte bu üç tepeceğin kurutularak toz haline getirilmesiyle elde edilir.

Renklendirici ve tat verici olarak kullanılan bu baharatın elde edilmesi oldukça zahmetlidir. Her bir çiçeğin üzerindeki üç tepecik, sabah daha güneş doğmadan elle tek tek toplanır. Sadece yarım kilo kadar bir miktarda baharat elde etmek için 75 bin çiçeğin 225 bin tepeciği gerekir. Bundan dolayı da 1 gramı en az 15-20 liradır ki bu fiyat yurt dışında 250 dolarlara kadar da çıkıyor.

Ana vatanı Güneybatı Asya olan safran, Hititler zamanından beri Anadolu topraklarında yetiştiriliyordu. Osmanlı döneminde de üretimine devam edilen safran, İngiltere gibi bazı Avrupa ülkelerine ihraç bile ediliyordu. Bizim topraklarımızda, özellikle Safranbolu ve Urfa'da yetiştirilen safranın üretimi, 20. Yüzyıl'ın başlarında ekonomik sebeplerle azalınca Fransa'dan ithal edilme yoluna gidildi. Günümüzdeyse Türkiye'deki safran, büyük ölçüde İran ve dünyanın safran tedarikçisi konumundaki İspanya'dan alınıyor.



Safranın kuvvetli bir kokusu vardır. Keskin ve acımsı bir tada sahiptir. Ilık suyla karışınca turuncu-sarı arası bir altın rengi verir. Kendi ağırlığının tam 100 bin katı suyu altın sarısına boyayabilir. Zaten adı da Arapça'da "sarı" demek olan "asfar" kökünden türemiştir.

Uzmanlar tarafından otsu ve samansı rahiyalar barındıran metalik bir bal tadında olduğu söylenen safran, ülkemizde sıkça zerdeçalla karıştırılır. Gerçi zerdeçal da hem yemeklere renk katan hem de birçok hastalığa yararlı olan şifalı bir bitkidir ama safran değildir.

Safranın tarımı çok zahmetlidir. Sadece 100 gram safran elde etmek için 1 dönümlük alanda ekim yapmak gerekir. İçeriğinde 150'nin üzerinde uçucu yağ ve aroma barındıran safran; gıdadan ilaç sektörüne, parfümeriden kumaş boyamaya kadar birçok alanda kullanılır.



Kullanim Alanları
Gıda, parfümeri, ilaç ve tekstildeki endüstriyel kullanımları dışında safran, bir de bin yıllardır şifa verici bitki olarak tüketilir.
Safranın keskin ve acımsı tadına rağmen çok eski tarihlerden beridir iştah açıcı olarak kullanıldığı bilinmektedir.

Sinirleri uyarıcı etkisi sayesinde cinsel isteği ve performansı artırır; yine aynı özelliği sayesinde menstrüasyon döneminin daha ağrısız geçmesine yardımcı olur. Ama bu özellik, aynı zamanda, safranın hamilelik döneminde kullanılmasını da tehlikeli hâle getirir: Safran, hamilelikte düşüğe sebep olabilir.
Yatıştırıcı özelliği olan safran, serotonin düzeyini dengeleyerek depresyondan anksiyeteye kadar birçok psikolojik soruna çözüm olabilir.

Karaciğere iyi geldiği, araştırmalarla kanıtlanmış olan safran, aynı zamanda antioksidan ve antikanserojendir de... Kanserli tümörleri küçülttüğü ve yayılmalarını önlediği gözlemlenmiştir.

Ayrıca, iştahı düzenleyerek obeziteye karşı da önemli bir yardımcı görevi görür. Amerika'da yapılan bir araştırma, günde 176.5 gram safran tüketen kişilerde zararlı abur cubur yeme isteğinin yüzde 55 oranında azaldığını ortaya koymuştur.



Safranın Faydaları

Sinirleri uyarır. Sinir hastalıklarına iyi gelir.Vücuda güç kuvvet sağlar.Fazla yemek yiyemeyenlere iştah açar.Aybaşı olarak bilinen regl (adet) gecikmelerinde ve sancılarında yararlıdır.Astım,öksürük, bronşit gibi hastalıklara safran çayı iyi gelir.Rahim hareketlerini arttırır. Bu nedenle hamile kadınların safran kullanmaması gerekmektedir. Düşük yapmaya neden olabilir.Hafızayı güçlendirici etkisi sayesinde çocukların ve gençlerin zekasını geliştirebilirsiniz.Safran çayının tadı ve kokusu sakinleştirici, rahatlatıcı etkiye sahiptir.Cildi güzelleştirir ve ciltteki sivilceleri ve kaşıntıları giderir. Sivilcelere iyi gelmesi için yumurta sarısı ile karıştırılıp sivilce üzerine koyulur.Uyarıcı etkiye sahiptir. Cinse içgüdüyü ve performansı arttırır.Dişeti ağrıları çekenlere safran çayı içirilirse ağrıları keser, dişetlerini kuvvetlendirir.Yüksek ateşi olan insanların ateşini düşürür.Kendi ağırlığının 100.000 katı kadar suyu sarı renge boyayabilir. Bu sayede pastalarda ve yemeklerde doğal sarı boyası olarak kullanabilirsiniz.Bal ile safran macun yapılırsa böbrek kumlarını ve böbrek taşlarını dökmeye yardımcı olur.

Peki ya safranının zararları?

Az kullanımının bir zararı yoktur. Bronşite, astıma, öksürüğe, sinir sistemine, dişlere ve diş etlerine, kalp sağlığına ve gözlere kadar her türlü organımıza ve sağlık sorununa faydası olan safranı yine de aşırı kullanmamalısınız.

Aşırı kullanımı, hayati tehlike yaratabilecek zehirlenmelere yol açabilir. Ayrıca böbreklere de zarar verebilir. Tabii, daha önce belirtmiş olduğumuz gibi hamilelikte de safran kullanımından kaçınmakta fayda var.

Safranın Kullanımı 

Safran genel olarak yemeklere ve soslara katılabilir. Buna ek olarak safran çayı da yapılabilir. Safran çayı yapmak için, bir çay bardağı sıcak suya bir tel kırmızı safran baharatı atılır ve birkaç dakika demlenir. Bu bir tel safran ile iki üç bardak safran çayı içebilirsiniz. 1 gramda yüzlerce tel vardır.






29 Haziran 2016 Çarşamba

Nane Otu

Nane: Ballıbabagiller familyasından; nemli yerlerde yetişen, genellikle tüylü ve çok kokulu otsu bir bitki cinsidir. Başak biçiminde beyaz, pembe veya morumsu çiçekleri vardır.
Güzel kokuludur. Nane çok yıllık 30-90 cm boyunda, hafif tüylü oldukça sık çatallaşan, gövde esmerimsi kahverengimsi renktedir. Yaprak, sap ve çiçeklerinde mentol, menton, jasmon vb. maddeleri içeren uçucu yağ ile tanen, reçine, acı bitki esansı ve bazı organik maddeler bulunur.


Yetiştirildiği Yerler : Dünyanın tüm ılıman ve astropikal bölgelerine yayıldığı gibi ülkemizde de 7 türü yetişmektedir. Ayrıca ülkemizde yetiştirilen nanenin eterik yağ bakımından kalitesi oldukça yüksektir. Sulu olan bölgelerde kendiğinden çoğalır. Suyu seven ot cinslerindendir.

Nane Çayı Nasıl Hazırlanır?

   Yemeklerinizde kullandığınız taze nane yapraklarını elinizle 3-4 parçaya ayırarak bir tepsiye yayın ve 24 saat bekletin. 24 saat sonunda yapraklar kurumuş ve çıtır çıtır olmalı. Eğer 24 saat sonunda yapraklar tam kurumadıysa 1 gün daha bekletin. Daha sonra bir demlik kaynamış suya 2-3 çay kaşığı kurutulmuş nane yaprağı atarak ateşin üzerinden alın. 10-20 dakika arası demlenmesini bekledikten sonra yaprakları süzerek çayınızı içebilirsiniz. Nane çayına limon yakışır ancak daha tatlı olmasını isterseniz yarım çay kaşığı bal ekleyebilirsiniz.

Nane Çayının Faydaları

  • Nane çayının buharını solumak burun tıkanıklığını giderir ve sinüsleri açar
  • Boğaz kuruluğuna iyi gelir
  • Gaz gidericidir
  • Safra taşı çözer
  • Mide bulantısını alır
  • Kusmayı geçirir
  • Mide ekşimesini azaltır
  • Sindirime yardımcı olur
  • Ağız kokusunu alır
  • Kas ağrılarını hafifletir
  • Kronik ağrıyı azaltır
  • Soğuk algınlığının daha çabuk geçmesini sağlar
  • Alerjik öksürüğe iyi gelir
  • Astıma iyi gelir
  • Stresi azaltır
  • Sakinlik verir
  • Hazımsızlığı giderir
  • C vitamini yönünden zengindir
  • Antioksidan etkisi vardır
  • Omega 3 yağ asidi yönünden zengindir.

Nanenin Yan Etkileri
   Nanenin faydalarının yanı sıra ne kadar tüketilmesi gerektiğini ve olası yan etkilerini de öğrenmekte fayda var. Reflü şikayeti olanların nane çayı içmesi veya taze nane tüketmesi göğüste oluşan yanmayı arttıracağı için tavsiye edilmez. Az görülmekle birlikte nane bazı insanlarda alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bu alerjik reaksiyonların belirtileri arasında solunum güçlüğü, kaşıntı, boğaz kapanması, dudakların kuruması, dil ya da yüzün şişmesi sayılabilir. Böyle bir durumda acilen doktorunuzu arayınız.
Yüksek nane konsantresi içeren (nane yağı gibi) ürünler mide yanmasına ve ağız tahrişine yol açabilir.

Kantaron Otu

Kantaron, 14. Yüzyıldan itibaren kullanılan, her yörede bulunabilen ve üzerinde sarı çiçekler açan şifalı bir bitkidir. Halk arasında sarı kantaron veya binbirdelik otu olarak bilinir. Genellikle sık görüldüğü yerler yeşilin bol olduğu tepeler, bayırlar ve yaylalardır. İlkbaharın gelmesiyle birlikle filizlenen çiçekleri sonbaharın sonlarına doğru dökülmeye başlar. Çiçeklerinden ve köklerinden faydalanan kantaron bitkisinin sağlığa inanılmaz derecede faydaları bulunmaktadır.
Kantaron bitkisini yüksek ışığa karşı tuttuğunuzda, içerisinde bol miktarda bulunan yağ guddeleri noktacıklar halinde ortaya çıkıyor.


Kantaron Bitkisinin Faydaları
  • İştahı açar aynı zamanda da yüksek ateşi düşürür.
  • Mide ağrılarının tedavisinde faydalıdır.
  • Vücuda enerji vererek direnci artırır.
  • Gastrit ve ülser tedavileri için bire bir doğal ilaçtır.
  • Kadınlarda adet döneminde oluşan kasık ağrılarının azalmasını sağlar.
  • Doğal bir kas gevşetici özelliği gösterir ve sinirlere iyi gelir.
  • Öksürüğü keserek göğsün yumuşamasını sağlar.
  • Çocuklarda korkuya bağlı gece uykuda işeme gibi durumlarda faydalıdır.
  • İdrar yolu enfeksiyonlarını geçirir. Mesanede oluşmuş taşları eriterek düşmesini sağlar.
  • Bel ve sırt ağrıları için yağı çıkarılarak masaj uygulanır. Yağıyla yapılan masaj ağrıyı geçirir.
  • Bebeklerde meydana gelen gaz sorunlarını ve karın ağrılarını geçirir.
  • Kaynatılıp içilmesiyle ses kısıklığını giderir.
  • Zona hastalığında kanıtlanmış faydaları bulunmaktadır.
  • İshali keser ve grip hastalığını iyileştirir.
  • Yağı alın şakağına sürülerek masaj yapıldığı takdirde baş ağrısını geçirir.
  • Balgam ve idrar söktürücü özelliği vardır.
  • Antiseptik özelliği vardır. Bu özelliği ile yaraları iyileştirir.
  • Bağırsak solucanlarını döker.
  • Nikotin, kafein ve alkolün vücuda verdiği zararı ortadan kaldırır ve aynı zamanda bağımlılığı  yok eder. Bu özelliği bilimsel araştırmalarla ispat edilmiştir.
  • Kanser tedavilerine ek olarak kantaron bitkisinin kullanımı tedaviyi hızlandırır. Özellikle kanseri oluşturan  tümörün ortadan kalkmasında fayda sağlamaktadır.
  • HIV virüsü için kullanımı virüsün ortadan kalkmasına sebebiyet verir.

Kantaron Bitkisinin Kullanım Şekli
    • Ciddi bir şekilde görülen depresyon sorunları için tablet şeklinde hazırlanmış ilaçları kullanılmalıdır.
    • Kadınlar menopoz döneminde ateş basması ve sinirlilik hali yaşarlar. Bu durumda ilacı önerilmektedir.
    • Gargara yapılmasıyla ağızda meydana gelmiş olan yaraların iyileşmesini sağlar.
    • Sinirlerin gevşemesi için  çayı yapılarak içilir.
    • Yeni sarılık teşhisinde  çayı tedavi edici özelliktedir fakat ilerlemiş sarılık için hapı kullanılmalıdır.
    • Kantaron çayının soğutularak her gün sabah akşam yüzün yıkanmasıyla sivilce ve akneleri geçirir.
    • Banyo suyuna kantaron çayı eklenerek duş alınması rahatlama ve kasların gevşemesini sağlamaktadır.

28 Haziran 2016 Salı

Geven Otu

GEVEN

Baklagillerden olup, çok yıllık bitkilerdendir. Yetiştiği bölgelere göre farklılaşan 2000 kadar türü vardır. Yapraklar eliptik bir şekilde dal boyunca karşılıklı sıralanmıştır. Sarı, açık sarı, beyaz ve pembe açan türleri mevcuttur. Çok yıllık otsu, dikenli bitkilerdir. Boyları türüne göre 5 - 100 cm ve bulunduğu yükseklikler 200 - 2700 m arası değişir. Ak geven, püs geveni ve zamk geveninden ebru yapımında kullanılan “kitre” denilen zamk çıkarılmaktadır. Ayrıca kitre ilaç yapımında da kullanılır.


Faydaları :
Soğuk algınlığı ve grip, süregen enfeksiyon, kronik yorgunluk ve astımda şifa sağlamaktadır.
Kalp rahatsızlıkları, böbrek rahatsızlıkları, mide ülserleri rahatsızlıklarında şifa sağlar.
Çeşitli allerjiler ve yaraları geçirir.
Genel hazım sorunlarını yok eder.
Kemoterapiyle ilişkili olarak iştah kaybı veya yorgunluğu ortadan kaldırmaktadır.
Vücutta bir dizi bağışıklık işlevini destekleyen Aatragli Polysaccharoses bileşini içeren geven bitkisi hakkında  yapılan araştırmalarda;
  • Soğuk algınlığı vakalarının şiddetini ve süresini azaltabildiği,
  • Kalbin kan pompalama hacminde iyileştirmeler sağlayabildiği,
  • Karaciğerde hücre hasarına karşı koruma sağlayabildiği,
  • Kalp ve beyin dokularına oksijen taşınmasına yardımcı olduğu ve vücudun şevk ve direncini geliştirdiği,
  • Fareler üzerindeki araştırmalarda astragalus özü kullanılan farelerde idrar torbası kanserinin daha az görüldüğü,
  • Akciğer kanseri hastalarında tümör ilerleyişini tersine çevirebildiğine işaret edildiği,
bilinen belirgin faydalarındandır.
Kullanım Şekli : 2 çorba kaşığı bitki 0,5 litre suda 10 dakika kaynatılır. Günde 4 defa yemeklerden evvel birer çay bardağı içilir.

Kekik Otu

KEKİK OTU

Ballıbabagiller familyasındandır. Güneşli yerleri seven, genellikle çorak topraklarda yetişen çok yıllık bir bitkidir. Boyları 15 - 40 cm arasındadır. Yaprakları karşılıklı, bir sonraki ile ters, oval, eliptik veya yumurta şeklinde, koyu yeşil renkli sapsız veya kısa saplıdır. Çiçekleri geriye doğru çan şeklinde,  pembe, pembemsi kırmızı, eflatun veya pembemsi beyaz renktedir. Kökleri saçak şeklinde, gövdenin alt kısmı odunsu ve üst kısmı oldukça sık çatallıdır.


Faydaları :
İştahı açar, sindirimi kolaylaştırır.

Sabah içilen çayı gün boyu zindelik verir.

Gaz söktürücüdür, idrar söktürücüdür.
Yatıştırıcıdır. Spazm çözücüdür.

Solucan (kurt) düşürücü etkisi vardır.
Terletici ve balgam söktürücüdür.
Soğuk algınlığı, nezle, boğaz ağrıları ve kuru öksürüğün atlatılmasında yararlı olur.

Bronşit, boğmaca ve astım tedavilerinde başarıyla kullanılır.

Kullanım Şekli : Çay : Bitkiden 2 tatlı kaşığı  alınıp 1 bardak kaynar suya dökülür. 10 dakika süreyle demlendirilerek elde edilen çaydan, günde üç kez birer bardak  içilir.
Özellikle iltihaplı yaraların temizliğinde ve iyileştirilmesinde etkili olur.

Akne tedavisinde de temizleyici ve iyileştirici etkileri görülür.


Kekik suyu gargarası ağız ve boğaz antiseptiği olarak faydalıdır.

Kullanım Şekli : 2-3 tatlı kaşığı bitki suda kaynatılarak elde edilen çay yaralara ve akneli yerlere dıştan uygulanır.

Yorgunluk ve halsizliklerde banyosu faydalıdır. Zindelik hissi verir.

Zatüre ve akciğer iltihaplanmalarında 15 dakikalık kekik banyosu çok iyi gelir.

Kullanım Şekli : Banyo: 200 gr kekik 6 - 7 litre suda 12 saat bekletilip kaynama sıcaklığına kadar ısıtılıp süzülür ve banyo suyuna katılır. Banyodan sonra kurulanmadan bir havluya sarınıp kendinizi sıcak tutarak 1 saat dinlenilir.